Bireysel danışmanlık; danışan ve danışman arasındaki güven ilişkisi ve iş birliğine dayanan bir konuşma terapisidir. Danışmanın çalıştığı ekole istinaden uyguladığı teknikler ve izlediği yol ile danışanın kazanmayı ya da değiştirmeyi istediği davranış ve seans odasına getirdiği olumsuz olarak nitelendirilebilecek her türlü durum üzerinde çalışılır.

Bireysel danışmanlık sürecinin amaçları; danışan kişinin genel psikolojik iyilik halini desteklemek, sorunlarla baş etme becerisi kazandırmak ya da var olan beceriyi arttırmak ve terapi odasında konuşulup çözüme kavuşmayı bekleyen konular üzerinden farklı bakış açıları kazanmalarını sağlamaktır.

Ergenlik, çocukluk ve ilk yetişkinlik dönemleri arasındaki geçiş dönemidir. Daha açık bir dille söyleyecek olursak bir “birey olma” dönemidir. Bu dönemdeki gelişimsel değişimler; duygusal ve sosyal konular üzerinde özellikle durulmasını gerektirir. Aile dinamiklerinin ve iletişim becerilerinin bu dönemdeki ergen üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Ergen terapi planı bu etkenler göz önünde bulundurularak oluşturulur. Bu dönemde sorunların olması çok doğaldır. Sorunları yok etmek değil, yönetebilmek gereklidir.

Ergen bireyin içinde bulunduğu kompleks durumdan kaynaklı terapide çalışılması gereken konunun çözümünde farklı uzmanlarla (hekimler ve diğer sağlık çalışanları vs.) iş birliği içerisinde olunabilir.

Ergen danışmanlığı sürecinin amaçları; ergen bireyin gereksinimlerini karşılayacak bir terapi planı oluşturmak, sosyal beceri ve sorun çözme kabiliyetinin gelişimine yardımcı olmak, psikolojik, sosyal, duygusal ve davranışsal gelişim özelliklerini desteklemek olarak sıralanabilir.

Çocuklarla yapılan danışmanlık seansları yetişkin ve ergen danışmanlığından farklılık gösterir. Çocukların duygusal ve dönemsel gelişim süreçlerinde farklı farklı problemler görülebilir. Bulundukları zihinsel gelişim, dil gelişimi ve yaş dönemi gereğince kendini bir yetişkin kadar sözel yollarla ifade edemeyen çocukların terapi seansları yürütülürken, ailelerinden alınan bilgi ve yine aile ile yapılan iş birliği oldukça yol gösterici olur. Danışmanın referans aldığı terapi ekolü ( Oyun Terapisi, Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Kum Terapisi) ışığında sorun tespiti yapılması, test ve tekniklerin uygulanması birinci adımdır. Sonrasında aile  ile görüşmeler yapılarak psikoeğitim yapılır ve süreç takip edilir.

Ebeveynlerin çocukları ile ilgili karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına destek sağlayan bir danışmanlık biçimidir. Her bireyin mizacı ve kişilik özellikleri; ebeveyn olduktan sonra çocuğu ile olan ilişkisini şekillendirir. Bu durum bazen lehine bazen aleyhine olabilir tarafların. Çocuklarıyla olan ilişkilerinde olumsuz bir durumla karşılaştıklarında, ne yapacaklarını ya da nasıl davranacaklarını bilmedikleri bir konu hakkında yahut daha iyi nasıl yapabilirim? Kaygısını taşıdıkları herhangi bir konu hakkında ebeveyn danışmanlığına başvurabilirler.

Ebeveyn danışmanlık sürecinin amaçları; anne – çocuk,  baba – çocuk arasındaki sorunların (iletişim eksiklikleri kaynaklı veya başka bir sebepten) çözümüne eşlik etmek, ebeveynin çocuğu ile kurduğu ilişki biçimini iyileştirmek ya da desteklemek, genel olarak sürece rehberlik etmektir.

Anne ve babaların mümkün olduğu takdirde ebeveyn danışmanlığına birlikte yahut ayrı ayrı olsa da katılım sağlamaları ve danışmanla iş birliği içinde olmaları bu hizmeti almalarını gerektiren durumların çözümünde oldukça önemlidir.

Online psikolojik danışmanlıkta, yüz yüze yapılan terapilerdeki etik kurallar ve sınırlar aynen devam eder. Türk Psikologlar Derneği Etik Yönetmeliği’nin 7.4 numaralı maddesinde “ Geleneksel Olmayan Psikoterapi Ortamları” başlığında açık bir dille detaylandırılmıştır.

Farklı ülke yahut şehirlerde ikamet eden ya da aynı şehirde bulunmasına rağmen belli bir sağlık problemi yaşayan veya başka sebeplerden dolayı yüz yüze terapi hizmeti alamayacak kişilerle; bilgisayar, telefon ya da tablet ile belli uygulamalar üzerinden çevrimiçi bir ortamda görüntülü bir şekilde yapılabilen bir terapi biçimidir. Aynı zamanda online danışmanlık; terapi hizmetini almak için bir yere gitmeyi  gerektirmediğinden yol ve zaman tasarrufunu da beraberinde getirir. Bütün bunlar online danışmanlığın avantajları olarak sıralanabilir.

Peki online psikolojik danışmanlığın dezavantajları nelerdir?

Yüz yüze terapilerdeki gibi kişisel temasların olmayışı, çevrimiçi ortamların zaman zaman karşımızdaki kişiye duygu aktarımını zorlaştırması, iletişimde yanlış anlaşılmalara mahal verebilme olasılığı, her kişinin mizaç özelliği gereği internet ortamına güven duymayışı, her danışanın terapide çözülmesini istediği durumun, online danışmanlığa uygun olamayışı (örneğin çok ağır bir depresyon yaşayan kişi için yüz yüze terapi daha destekleyici olacaktır.) gibi durumlar dezavantajları olarak sıralanabilir. Bu durumlara sahip kişilerin yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmetinden faydalanmaları daha uygun olacaktır.